
sonunda üzerine bir şeyler diyebilecek kadar dinlediğimi düşünüyorum albümü. öncelikle şunu söylemek istiyorum, şebnem ferah bu ülke için bir şanstır ve adını ağza alırken iki kere düşünmek gerekir. neden? çünkü şebnem ferah bu ülkenin en iyi söz yazarı mı? evet. bu ülkenin en iyi vokalisti mi? kesinlikle evet. ön sözü yaptıktan sonra geçiyorum benim adım orman'a. can kırıklarının üzerinden 4.5 yıla yakın bir süreç geçti bu demek oluyor ki herkesin beklentileri dorukta. çünkü bugüne kadar şebo' dan çıkmış işleri hepimiz biliyoruz. yazımın devamında şebo olarak bahsedeceğim izninizle. bu yüksek beklentiler karşısında albüm adını duyunca burun kıvıranlar çok oldu ve onlara demek istiyorum ki önce besmelenizi çektiniz mi?! albüm kapağını ben beğendim mi hayır beğenmedim, onun yerine sadece dışına geçmiş olan kartonet olsa her şey çok daha mükemmel olurdu. bu asıl kapakta şebo fazla rütuşlanmış. albümün iç kısım tasarımıyla ilgili de fazla karanlık olması gibi şikayetlerim var. özellikle ortadaki fotoğrafta suratı harika çıkmışken, yüzünün hafif bulanık olması beni üzdü. bu bulanıklık arkadaki şehri ön plana çıkarma amaçlı da olabilir, bilemiyorum. bu albüm için fazlaca kilo vermiş ve harika görünüyor tüm fotolarda.. albümü alıp dinlemeye başlıdığım ilk anda, öncelikle algılayamadım. ayrı ayrı şarkılar değil de büsbütün 60 dakikalık bir şarkıymış gibi geldi. kapağı ilk gördüğümde orman temasına vurgu yapılması bana loreena mckennit albümlerini anımsatmıştı, albümün bazı yerlerinde de mistik bir hava var. bunun önemli bir sebebi trompet, korno, flüt gibi çalgıların kullanılması diye düşünüyorum. ben o mistik havayı çok sevdim.
1-merhabason albümünü hoşçakal ile kapatan şebo bize merhaba diyor. gümbür gümbür bir şarkı "eğer olduğun gibi geleceksen, olduğum gibi seveceksen merhaba" diyor. "hayattan hayallerinden bahset, düşünden düşündüklerinden hepsini olmuş farz et" bu şarkı bana çok system of a down şarkılarındaki gaz hissi verdi, konserlerdeki atmosferin nasıl olabileceğini düşündüm, büyük ihtimalle giriş şarkısı olacak.
2-benim adım ormanalbüme de adını vermiş olması itibariyle beklentim o kadar yülsekti ki itiraf ediyorum ilk dinleyişimde hayal kırıklığına uğradım. harika girdi sakin sakin, ama bir melodi eksikliği var gibi hissettim. fakat şimdi düşünüyorum da şarkının tek kusuru, albüme adını vermişken albümdeki en güzel şarkı olmaması! ama sözleri o kadar güzel ki, şebo' da ciddi bir nazım hikmet esinlenmesi hissediyorum. albümdeki parçaların sözlerinde yoğun bir orman teması hakim. bu şarkıdaki flütün hastasıyım sanırım.
3-yalnızişte albümdeki beni ilk çarpan şarkı. sokak seslerinin kullanımı, akordeon, bozuk para sesi hepsi harika olmuş. o kadar güzel bir şarkı olmuş ki içimi burkuyor, hüzün doluyorum. albümün en güzel şarkısı olduğunu düşünmüşken, ilk klip parçası olduğunu öğrendim. kardelen geçiyor sözlerinde, artık kısa cümleler kuruyorum albümündeki oyunlar şarkısını hatırlatıyor bana " dikensiz gül olmaktansa, kardelen olurum" diyordu şebo. şimdi de diyor ki " her bahar öncesinde kardelene dönüşmeyi kopmayı koparılmayı anlat" - " karanlıkla dans etmeyi sonra ölmeye yatmayı kahpe dünyayı anlat" ölmeye yatmayı duyduğum ilk anda aklım yerinden çıkacak diye hissettim. ne kadar güzel tasvir ölmeye yatmak. şebo sen ne yaptın? " uzaklara dalıp gitme, gözlerin de dolmasın kimse böyle yalnız kalmasın"
4-istiklal caddesi kadar"birisinin başka birinin aklında istiklal caddesi kadar yer etmesi". bir düşünün. çok gerçek. yine mükemmel sözler var fakat melodik eksiklik bu şarkıya ısınmamı engelliyor.
5-eskiişte istediğim şebo' ya çok yaklaşan şarkı. hafif bir müzik ve harika sesi. muhteşem sözler. orman teması bu şarkıya da dokunuyor diyor ki " sen nasıl başardın? yüzyıllık ağaç gibisin. nasıl böyle kaldın? yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın?" büyürken eskimeyen, eskise de değerlenen.. eskise de değerlenen bir şey ne kadar kıymetlidir dimi?! zamanında mayın tarlası' nı seven herkes bu şarkıyı da sevecek diye düşünmekteyim.
6-mahallerock yönü ağır basan şarkı albümün ağır abilerinden. bana fazlasıyla mimarlığı anımsattı. "kalbimin topraklarına mezarlar kazdın, her birinin üstüne gökdelenler koydun. aklımın yapraklarını bir bir kopardın. binaların üst katlarına süslü teraslar yaptın" orman etkisi yine gösteriyor kendini. ve de diyor ki doğru yolu ararkan kim bilir ben kaç kalp kırdım? düşündürtüyor insana kaç kalp kırmış olabileceğini..
7-ateşe yakınbir gitar ve bir tutam şebo sesi. "bir kayık iki kürek, ay parlak asil yürek. biraz rakı biraz azık. belki hayat bu demek". niye bu kadar sorguluyoruz ki?!
8-serapmışişte şebo' nun alıp başını gittiği şarkı. "tüm doğru bildiklerim asfalta akmış, hepsi serapmış" . sözler özellikle çok güzel ama ben nakaratına bayıldım bu şarkının. çok güzel. " gölgesinden sıkılmış söğüt" . hayatından her gün sıkılan insanlara gelsin. misal bana.
9-insanlıkşebo insanlıktan ümidi kesmiş, ormandık kül olduk diyor. girişteki trompetin ve şarkıya kattığı havanın hastasıyım.
10-bazı aşklaralbümde en az sevdiğim şarkı bazı aşklar oldu. bir piyano eşliğinde geçiyor tamam ama bir melodisi yok şarkının.yarım kalan aşkları küskün aşkları anlatıyor. hiç olmasa mı acaba.
11-uçurtmabu şarkıdaki karanlık havayı ve nakarata yakın kısımlardaki gitar riffine bayıldım. " ben en güzel şarkımı henüz yazmadım " diyor şebo ki bana n. hikmet etkisini en çok hissettiren söz oldu.
12-eski 2baştaki eskinin bir de akustik hali var. tam istediğim gibi sakin bir gitar,bir adet şebo ve harika sözler. çok seviyorum bu şarkıyı ben. sıradan bir gün için dua etmek.. öyle günler oluyor ki sıradanlığı arıyor insan.
sonuç olarak evet en iyi şebnem ferah albümü olmayabilir, biraz başka bir şeylere geçiş gibi olabilir ama şebnem ferah' ı ne için dinlediğine iyi karar vermek lazım. yepyeni şeyler mi bekliyorduk, yoksa çok büyük bir tarz değişikliği mi? hayır. albümün ilk dinleyişte hissettirdiği şeyleri bir kenara koyun ve bir şans verin. ben şebo' dan böyle şeyler duymayı seviyorum zaten. hala diyorum ki şebnem ferah bu ülke için bir şanstır!