2/29/2012

FATMA >> 2950

0

-sabah dolmuşta atv' ye tam okunması gereken şekilde a-te-ve dememize şaşırdım. çünkü aslında bir sürü şeye yabancı dildeki okunuşu ile sesleniyoruz. başta ey-ti-vi denmiş olsaydı ateve ne kaba gelecekti şimdi.

-dolmuşta inmeme çok yakın bir mesafede biri inmeye kalkarsa var ya için için eriyorum. eski ben olsa kesin o noktada iner kalan mesafeyi yürürdü. yeni ben ise, yine aynı iç sıkıntısını yaşamak pahasına gerekirse 50 metre ilerletip öyle iniyorum.

-uzun süredir kafama küçük tatlı şeyler gelmiyordu teşekkürler atv.

-hayatımda ilk kez televizyonda bir yarışma programında bir yarışmacıya oy kullandım. evet yaptım bunu. FATMA yazıp 2950' ye yolladım. karşıma çıkıp da kel mahmut edasıyla ne yaptın oğlum sen derseniz "sevdim hocam" derim.

-evde bir tane fatma olsa hayır demem valla. hiç mutsuz da olmam. o naiflik o efendilik. onun yerine gidip o kazulet çocuğu birinci yapanlar onu dinleyebilirler.

-bu sene sinemaya ne kadar uzak kaldığımı oskar adayı filmlerden yalnızca midnight in paris izlemiş olmam ile bir kez daha görmüş oldum.

-geçende işten çıktım. terziye fermuarı değişsin diye verdiğim ceketimi almaya gideceğim. üstümde de beş kuruş yok. bir bankamatiğe uğradım, sağolsun kartımı sebepsiz yere yutmayı tercih etti. bir de üstüne kartınızı bir hafta içine bankadan gelip alın yoksa kırarız iptal ederiz tadında bir cümle kurdu. neyse dedim sakin. ama hava da nasıl tatlı böyle karla karışık yağmur o güzel istanbul rüzgarı ile ağzıma burnuma doluyor. kredi kartımdan para çektim, terziye gittim. bu sefer de ne göreyim. terzi koyu gri kaşe montumun fermuarını orijinaline yakın bir tonla değil de altın sarısı ile değiştirmeyi tercih etmiş. dedim iyi, iyi, iyi güzel hoş. bir tane dişimi de altın kaplama yaptırdım mı takım takım gezerim artık.

- geçenlerde madonna konseri için bilet alma arefesindeyken; o tarihlerde iş dolayısı ile yurt dışında olacağımdan kelli bu konser ile kuzenimin çocuğunun sünneti arasında bir seçim yapmam gerekti. düşünün bir kez, hayatta o kadar alakasız kombinasyonlar ve ihtimaller bir araya geliyor ki; madonna konseri ile kuzen çocuğu sünneti arasında seçim yapmanız gerekiyor.

-biletimi almak itü ders seçimi şenlikleri gibi bir heyecana sahipti. saat 9.58'den itibaren siteye abandım falan. öte yandan 1. kategoriden almam ofiste büyük ses getirdi, muhtemelen hak ettiğimden çok daha fazlasını kazandığımı düşünmeye başladılar. ama alakasız yani, kaç yıldır beklediğin bir şey olunca çok sallamıyor insan.

-berlin kaplanı ve fetih 1453 arasından hangisi daha çok canımı sıktı karar veremiyorum. hayır o kadar merak ettiğim filmlerden hiçbirine gidememişken bu ikisini sinemada izlemiş olmam ne saçma. izlediğim bir çok yerli film çıkışında bön bür doho sünemodo türk fülmü izlemücöm diyip diyip yine gitmemse daha da saçma.

-başıma bir şey gelmeyecekse yalan dünya' ya da zırnık kadar bile gülemedim. futbol bilen bu konu ile ilgili düşüncemi daha iyi anlar. gülse birsel resmen real madrid' in futbolda yaptığı şeyi yapmaya çalışmış gibi geldi bana. tüm yıldızları toplayayım sonra da onlar bir şeyler yapıversinler artık. resmen benim izlediğim kısımda dizinin bir senaryosu yoktu.

-çok biliyorsan sen yap diyenler merhaba ^.^  aramızda da mı konuşmayalım canım?

-çalışma hayatı ile ilgili büyük sorunlarım var bilöğgğhh. 5. ayın sonunda geldiğim nokta; her gün her gün çalışmanın çok saçma gelmesi. keşke arada bir bugünün parasını kesin benden gelmeyeyim ben işe hadi be hacı hadi be olmaz mı deme lüksümüz olabilse.

-çok uzun süredir bir şey yazmayıp şubatı boş geçtikten sonra 29 şubatta yazmak şu an hayatımdaki tek heyecan oldu misal. gel var gerisini sen düşün.

-son olarak bugün gugılın hatırlatması üzerine hep beraber nostalji yapalım;