5/11/2010

yapmaéa!


tabi ki baykal skandalına dokunmazsam eksik kalırdım. ama benim asıl dokunmak istediğim bu amca. haberlerde çok kısa bir süreliğine izledim ve aklımdan çıkmıyor ağlak bir şekilde yapmaéa! deyişi. işte bu kadar göz önünde olmanın da böyle sakıncaları var. her erkek aldatır ama, eğer kırca ise baykal isen fantezinlerin de edepli olacak. çökertme pozisyonunu icat etmişsen ya da 70'inde performansın hala iyiyse ben saygı duyarım, ama işte böyle göz önünde hayatlarınızın içine de sıçarsınız aletinizin dikine giderseniz.

bir şeylerin çalınıp önümüze sunulmasına o kadar alışmışım ki artık yadırgamamaya da alışıyorum gibi. iki pazar önce mahallede bir komşu bize bangır bangır tuğba ekinci' den yanma demezler yanan adama'yı dinletince, dilime kulağıma beynime o kadar takıldı ki şarkı bir süre kurtulamadım. üstüne bir de herkesi bunalttım. kliple ilgili çok güzel hatırlatmalar gelmiş sayın durgun'dan.
şimdi bu başarılı ötesi reklamdan saç kesme efektini alıyoruz.
içine de bir tutam, buradan aldığımız parmak şıklatmayı ekliyoruz. biraz nichole scherzinger vari akrobatik hareketler ters asılı kalmalar, madonna kostümleri ve salınımları ile harmanlıyoruz ve sonuç;
bunlarla birlikte bir itirafta bulunmak isterim ki, tuğba ekinci çok güzel bir kadın. ucuz ucuz hülya avşar çakması hareketlerini bir kenara koyarsak tabi. ama salak olduğunu düşünmüyorum. hani daha öncelerde de bahsetmiştim tadında ukalalığı seviyorum diye. işte o şeytan tüyü bu kadında da var.

şimdi burada değinmek istediğim nokta şu ki, bu klibi çeken insanlar çalmış olmanın sorumluluğunu ya da sıkıntısını hiç hissetmiyorlar mı? ya da abi araklamışsın işte lan diyebilecek samimiyette hiç mi arkadaşları yok. nazan öncel'in ise orasına burasına biber asarak sonlandırdığı müzik kariyeri tuğba ekinci ile ortak iş yapma boyutlarına kadar ulaşmış. adeta "down olmuş" diyebiliriz. nazan öncel, ne güzel ablamızdı halbuki. ama bence şöyle de bir şey var ki, bir zamana kadar bir şeyler yaratmaya çalışan insanların, bundan istedikleri kadar karşılık alamamaları durumunda işin kolayına kaçmaları çok da suçlanabilir mi, tartışılır. çünkü o kadar uğraşıp da diğer tarafta demet akalın' ın parayı götürdüğünü görünce insan, "sikerler" tavrına bürünür çok kolay. öte yandan da nazan öncel, çizgisini koruduğu zamanlarda hak ettiği değeri her zaman görmüş bir insandı bana kalırsa. ama işte para, herkesin sinirlerine iyi geliyor.

geçende de buna benzer bir şeyi demet akalın'dan duydum. o kadar uğraşıp oturup klip çekmişler, klip arak çıkmış sonra çok morali bozulmuş. ne kadar uğraşmış oladır ki, düşünmeden edemedim. yine kitsch bir şeyler yapmıştı eminim ki. uyumsuz ötesi pop renkler, rüküşlüğün farklılıkla karıştırıldığı tatta bir şeydi mutlaka. en fazla bir kaç kez makyaj yapılmıştır birkaç da kostüm değiştirmiştir. buradaki asıl husus, bu kadının aynı müziğin üstüne yazılmış aynı temada ama farklı sözlerde şarkılarla yıllardır popun zirvesinde olmasıdır. bu benim görüşüm mü onu ben bilemem. demet ya çok iyi diyebilecek cesarette olabilirsem ne mutlu. ama ki zaten öyle değildir. hep bir avamlık üstünde. melis birkan boyutlarına ulaşmıyor ama. onunki başka bir avamlık. böyle dangul dungul konuşan, maçovari kadın tripleri bana uzak, allaha yakın olsun zaten.

yapmaéayın böyle şeyler arkadaşım!

0 confession: