9/26/2009

şehirler arası yolculuk


bu yollarda milyonlarca yazı, hikaye çıkabilir sanırım. ben de bunları istanbul' a dönüşte ipod' un ışığında yazdım. muavinin ucube mi la bu bakışlarını da unutmamak lazım.
saat 01.17

-allam insanı otobüs yolculuğu ile terbiye etme. ediceksen de üstüne bir de uyuyamama derdini verme. uyuyamayınca ne büyük sıkıntı oluyor. şu an en sevdiğim şarkılara bile maksimum tahammül sürem 60 sn. sanki diğer şarkıda gerçek zaman geçirticek heyecanı buluvericem sanıyorum.

-devamsızlık yapınca, sanki böyle tüm sınıf çok verimli dersler işlemişler gibi geliyo bana. nasıl olsa nazım gelmedi o halde neden her şeyi hızlıca ve zahmetsizce öğrenip kavramıyoruz ki? şeklinde kahkalar attıklarını duyar gibi oluyorum. ama devamsızlık candır, o ayrı. daha önce de yazdığım gibi stajlarda pek güzel anladık önemini.

-bir de mevsim geçişlerinde acelece gelecek mevsimin kıyafetlerini giymek istiyoruz ya hani. neden öyleyse. ben de en çok şort konusunda yaşıyorum bu ikilemi. kışın t-shirt, yaz akşamlarında nispeten uzun kollu bişeyler giymek hep daha cazip geliyor sanki.
-kibariye, akbank reklamında 'home sweet home' demeye ihtiyacım var diyomuş valla yeni çözdüm. yeni dediysem otobüste değil, binmeden izledim.

-ne kadar aradıysam da denesem de böyle dümdüz mola vermeden( express) giden bi firma bulamıyorum iyi mi. yüz kere mola. yahu bi gece çile çeksek de hemen gidiversek daha iyi değil mi. ben inmiyorum, değerli eşyalarımı da almam gerekicek inersem. muavin son derece uygunsuz türkçesi ile belirtiyor çünkü.

-varan firmasına göre 5.50 kahvaltı saati. günaydın denilerek verildi kahvaltılar. ama hala karanlık. şu an burdaki insanların büyük çoğunluğu bu saatte kahvaltı yapmaz, haydi itiraf edelim. beleşin tadı başka diğmi?!

-kendime küçük süprizler yapmaktan hoşlanıyoğrum. soğukça hazırlanmış salataya hafif kavrulmuş kırmızı (tombul) biberi döküvermek gibi.

-blogla ilgili tatlı heycanlar, süprizler arefesindeyim. bakalım kısmet.

0 confession: