9/04/2009

3+1


blog naber hacı? ben hiç arkadaşına hacı diyen bi insan olmadım. aga diyenleri ise hiç anlayamadım.
-efendim, insan bilgisayar başında oturmayınca kendine ne kadar çok zamanı kalıyor imiş. deneyimledim geldim. çok çok yüzdüm, deniz bomboş eylülde denizin en güzel yanı sanırım. böyle bi yüzüp çıkıosun, sonra eline kitabını alıosun ya uzanırken.böbeğim.
-işte ben de böyle tam da şezlongun üzerine uzanmışken okunabilecek bi kitap okudum efendim. 'kiralık adam'.öncelikle bu kitap şezlongtan başka yerde okunmaz, gerçekten. edebi değeri sıfır. yazar böyle pilavın suyunu çekmesini beklerken yazmış gibi. ilgincimsi bir konu, türk filmi gibi bir son. anlatılan, karakterler bazen uç gelebilir ama nip/tuck seven bi insansanız zaten bunlar fazla normal.
-tamamen bertolucci adına güvenerek aldığım bu film beni kesinlikle yanıltmadı. çin' in tahtına 3 yaşında geçen son imparator pu-yi' nin gerçek hikayesini görüyoruz. aslında dünya ne kadar çeşitli ve fantastik bir yer. çocuğun dışkısına bakılarak düzgün beslenip- beslenmediğini anlamaya çalışmaları baya komikti. filmde fetiş öğeler harika kullanılmış: pu-yi' nin süt annesi ar-mo ve onunla ilişkisi; imparatoriçenin kırmızı ruju, ayakları; çarşaftan takip ettiğimiz sevişme sahnesi ve yasak şehir. film görsel ve anlatım olarak çok doyurucu, fakat süre iki saati aştıktan sonra bi döngüye girmiş gibi geldi ve epey sıkıldım. dvd extrası da bertolucci' nin anlatımıyla filmi takip edebiliyoruz. dip not; filmin 87 yılında almadığı ödül kalmamış.
-aslında adı, daha çok türkçe ismi 'yedi yaşam' film hakkında baya bir ipucu veriyor. 80. dk' ya kadar filmde bişeyler olamıyor. her şey son anlara tıkıştırılmış gibi. olacak veya olan bir çok şey tahmin edilesi (misal; beast ya da canavar' ı tamir etmesi). en çok hotel sahibiyle will smith' in dialoglarını sevdim.
-hotelimde daha ne kadar kalacaksın?
-burası motel.
bi ara muse, bi ara da key sera' yı duymak şaşırtıcıydı. son olarak sevdiğin insanı kurtarmak için kendi canından vazgeçtin diyelim, o senden sonra ne kadar normal bir yaşam sürebilecek?!
-sanırım son zamanlarda izlediğim en kötü film. neresinden baksam olmamış sapır sapır dökülüyor. nicole kidman veya hugh jackman için bile katlanması zor. film 100. dk gibi bitmiş, üstüne bir film daha çekmişler adeta. aşk klişe, savaş klişe, propanga klişe. -klişe parantezine alasım geldi-. filmdeki tek güzel şey sanırım 'creamy' idi.


0 confession: