1/30/2010

e anne kursa gidiyosun!


bugün bebek'te bir kahve içmek istanbul' da yaşadığımı ve ne kadar sevdiğimi bir kez daha anımsattı bana. demet gibi bebek'te üç-beş tur atarım tadı olsun diye söylemiyorum bunu yanlış anlama hemen, bir konuya gireceğim. bir kez bile sahil yoluyla bebek' ten beşiktaş' a gittiyseniz, o yolun trafiğinin nasıl olduğunu bilirsiniz. bugün yine o trafiğe katlanırken iki velet yolculuğuma neşe kattı hatta kendimi gayet de tutmayıp kah-kah-hoh-hah-haa diye güldüm. şöyle ki bir tarafımda son derece çok konuşan bir erkek çocuk, yanında da artık bu durumdan iyice baymış annesi oturmaktaydı. kadın artık o kadar alışmış ki asla cevap vermiyor çocuğa. trafiğin iyice kitlendiği bir noktada;
-küçük çocuk: "araba neden gitmiyo?"
-anası:"___________________"
-küçük çocuk: "bu kimin hatası?"
-anası: ( error)"_____________" . kadın bu sefer cidden istedi cevap vermeyi, düşündü ama uzun uzun anlatmak zor geldi ve susmayı tercih etti. anbean yaşadım.

tam o çocuk durulmuştu ki yandaki diğer süper velet devreye girdi. bu seferki bir küçük hanımdı. annesinin kucağında oturuyor, annesinin yüzü de bana doğru dönük.

-küçük kız: "ya anne sen her şeyi biliyosunnn!"
-anne:"olur mu kızım öyle değil" ( bir yandan kızının gözünde böyle göründüğünü görmek ve hoşuna gitmesi, ama diğer yandan otobüste mahçup duruma düşmek)
-küçük kız: "e anne kursa gidiyosunnn!" işte burası kahkahayı patlattığım noktadır. her şeyin öğrenilebildiği bir kurs varmış, hepimiz gitsek mi ki bilemedim. bence hoş olur. bir de yani e kursa gidiyorsun kızım o kadar para veriyoruz tabi ki bileceksin her şeyi havası. yirim.
bu noktadan sonra kadının geriye çekilmesi ile küçük hanım yönetimi iyice alıp coştukça coştu.
-küçük kız: "anne burda yemekçi mi yazıyo?"
...
-küçük kız: "bak okudum işte gördün mü yemekçi yazıyomuş?"
...
-küçük kız: "ya yine okudum arabacı yazıomuş bu sefer de yine okudum?"

yine okudum' dan sonra bir kez olsun en birinci benmişim, okuma birinciliği demesini istedim içten içe küçük fıratiye' nin..

0 confession: