1/15/2010

arkadaşlar, hayat ve facebook



az önce tamamen tesadüfi bir şekilde bir arkadaşımın beni facebook' undan sildiğini farkettim. şimdi bu arkadaşla olan yaşanmışlıklarımızın hepsine saygım sonsuzdu ama bazı tatsızlıklar yaşanmıştı. şu anda bu tatsızlıkların ne olduğunu bile tam olarak hatırlamıyorum umrumda da değil. ama ben hep güzel yanlarına saygı duymaktaydım. bana emeği geçti ne olursa olsun diyordum. çok yakın olmayalım çünkü bazı şeyleri tükettik ama birbirimizden haberimiz olmasında da bir sakınca yok diye düşünüyordum. bu sebeple facebook' umda durmasında bir sakınca görmemiştim. kaldı ki bu mudur yani bunun yeri orası mıdır? facebook' tan silmek midir? ne oldu ne geçti eline? sadece gülüyorum. çünkü çok yakın bir zamana kadar bu sitedeki eylemlerimin hepsine tepki vermekteydi. hatta onu da geçtim fotoğraflar ekleyip etiketlemekteydi. işte bu noktada zaten söyleyecek bir şey bilmiyorum. uçlarda olmak hiçbir zaman o kadar iyi değildir bazen de ortalarda olmayı başarabilmek lazımdır. muabbetimiz azaldığı günden beri madem etiketleme beni veya yorum yapma ama silecek kadar da ileri götürme bir yandan bunları yaparken. yaptığı yorumları silmiş falan. baya uğraşmış emek vermiş bu hayatından çıkarma operasyonu için. zaten 1 yıl oldu nerdeyse hayatlarımızdan çıkalı?! bir kez sesini duymadım. işte facebook' tan silerek son darbeyi vurmuş oldu bu şekilde. mutluluklar dilerim. bunu daha öncesinde yapan insan da oldu. beraber dünyanın bir ucuna gittiğim , kalktı sonrasında pılını pırtını topladı bir de burdan sildi. yine facebook aracılığı ile bu gidişi meşrulaştırdı. 1-gidene kal demem asla 2- ezdirmem kendimi.. ( gündeş,05) . neyse efendim. açıkçası bana böyle şeylerle uğraşmak çok çocukça ve komik geliyor. onlar bu şekilde mutlu hissediyorlarsa bırakıyorum böyle takılmaya devam etsinler. arkadaş listem kabarık diye madalya takan da yok bana zaten.

ama düşününce bence dostluk çok daha ileri bir kavramdır. hayatımın bazı dönemlerinde dostum olmuş ve sonrasında çıkıp gitmiş belki de benim tarafımdan çıkarılmış olan dostlarımı düşünüyorum da ben hala geriye bakınca hep güzel yanlarını hatırlamayı tercih ediyorum. yine lisede bir dostum vardı. muabbet etmeden geçirebileceğimiz bir zamanı dilimini dahi hayal edemiyordum. fakat sonrasında sebebini hiç öğrenemediğim bir şeylerden dolayı benimle aynı ortamda olmak istemediğini_bana dahi söylemeden_ açıklayarak hayatımdan çıktı. onun kötülüğü yönünde söyleyebileceğim tek bir kelime bile düşünemiyorum. o zaman çok sorgulamıştım ne söylemiş olabilirim ki bu noktaya gelebilecek diye. belki de böyle olması gerekiyormuş diyorum şimdi. çünkü bir kez bile gelip de sen bana böyle böyle demişsin diye yüzüme bir şey söylemedi. hayatlarımızdan çıkabilecek derecede bir şeylerse onlar eğer, gelip bir tokat atmasını bile tercih ederdim bana sanırım. şimdi de uzaktan öylece duyuyoruz birbirimiz hakkında bir şeyler. ya da karşılaşırsak bir şekilde; zoraki, zamanın geçmediği, konu açılamayan anlar silsilesi yaşıyoruz bir zamanlar ayrı bir şeyler yapmanın bile düşünülemediği o dostlarla.

sadece zaman geçtikçe hayatına insan alırken daha temkinli oluyor gibi oluyorsun. aslında temkinli olduğunu düşünüyorsun da hiçbir şeyin değiştiği yok bence. tüm hayat boyunca tekrarlanacak bu tip şeyler . ne olursa olsun geriye seninle kalacak olduklarını bildiğin dört kişi olsa kafi bence.

*fotoğraf,deviantart'tan.

3 confession:

Betül Ç. | 16 Ocak 2010 00:02

kimden bahsettiğini -sanırım-bilip sessiz duruyorum. yorumsuz.
ama anlamadığım şey bildiğim kişi 1 kişi oluyor burda aynı eylemi yapan 3 kişi gördüm hep seni mi bulur vefasızlar hayırsızlar?(ebru gündeşe binaen şarkı sözüyle destekleme girişimi)

nk | 16 Ocak 2010 02:22

ebru gündeş gibi bir düşünürden faydalanmazsak olmaz.

marléne the third | 16 Ocak 2010 13:04

çok tanıdık hikaye. yediğin içtiğin ayrı gitmez,yatagını bile verirsin en yakın arkadasım dediğine ama yıllar sonra seni " güzel" buldugu için kıskanır ve hoşlandıgı çocuktan uzak tutmak için bitirir onca yıllık dostlugu.
ya da yllarca taşırsın basının üstünde ama seni 1 aylık tanıdıgı adama tercih eder. ve bunun gibi bir çok benzer hikaye.
hep bizi mi bulurlar vefasızlar?durumundan çok "3 kuruşluk adama 5 kuruş deger vermek ve sonrası malum son" durumu. arkadaşlık, dostluk bunlar eskiden içi dolu,yolu samimiyetten geçen güzel seylerdi.(nene gibi olmak) ama şu anda bir facebook dürtmesi ile başlayan arkadaşlıklar 2 gece barda sabahlamakla dostluga dönüşüp, işine gelmediğinde "sil" tuşuyla bitebiliyor. takılmamak lazım, güzel günleri hatırlamak da bir seçim o insanı onun yaptıgı kadar kolay silip unutmak da.
tükettiler türümüzü nazım! ahahah