4/11/2011

you are the butter to my bread, and the breath to my life


yemek yemeyi kim sevmez? bir de benim gibi yemek yapma hastasıysanız bu film insanı zevk ırmaklarında dolandırıyor. ratatouille' den bu yana bana bu mutluluğu yaşatan ikinci film oldu.


 tavadaki şeyi istediğiniz gibi çeviremezseniz ve dökerseniz boşverin. nasıl olsa kimse görmüyor.


 benim içime tereyağı koysanız ben de lezzettli olurum.






meryl streep' i bir çok yerde izledim, ama bu filmde daha bir hastası oldum. daha öncesinde filmden şöyle bir sahneyi şurada görmüştüm ve çoktan hastası olmuştum bile. filmi izlemeden önce julia child'a dair hiçbir şey izlemedim. özellikle. sonrasında izleyince de meryl streep'in julia child' dan daha çok julia olduğunu düşündüm. o nasıl bir oyunculuktur be kadın. insana kendini sümüklü böcekmiş gibi hissettiriyorsun. filmle ilgili sıkıntılarım var aslında bazı yerlerde yavan hollywood'a bağlıyor ama hepsini hoş görüyorum yalnız; aklıma takılan tek bir şey var, o sevgi dolu muhteşem kadın julia child nasıl olur da julie' den nefret edebilir? filmin sonu o açıdan içimi burdu.
bu da orijinal julia child.

2 confession:

dream | 28 Nisan 2011 23:13

yaw julia'nın o tiz sesine önce gıcık olup sora nası hayran kaldım ben :)

nk | 29 Nisan 2011 03:45

ama kadının kendi sesi böyleymiş cidden, bir kaç video izledim sonradan :]