4/17/2011

yoksa keçe, sen mi geldin?


aslında hayatım ilginçlikten bu kadar uzakken, bazen etrafımda olanların bu denli ilginç olması neresinden baksan ilginç bir şey bence. dün kb' de yaşanan on dakikalık tuhaf bir anı anlatacağım. bir zamandır süre gelen hönönö çılgınlığının son ayağı dün gece yaşandı. şasemen' e tuvalete kadar eşlik ederken o muhabbete tanık olacağımı bilemezdim tabi. şasemen wc' den koparak çıktı. ya içeride bir kız çok çişi olduğu için yanındaki çocukla öpüşemediğini söyledi ben de koptum ya falan derken, kız da tuvaletten çıktı. biz onu görünce daha da kopunca tabi, ya bana mı kopuyorsunuz siz? diyerekten bizimle muhabbete daldı. yanında oturan iki çocuktan biriyle ( ki yan masamızda olmaları dolayısıyla görünen o işin sonu 3-some' a falan bile varabilirdi ) öpüşmemesi gerektiğinden bahsetmeye başladı. o iki saniyelik deli mi lan bu şokunu anlatır atlatmaz kızla baya bir süredir ahpapmışızcasına muhabbete başladık. tuvalet önündeyiz insanlar değişirken sabit biziz. kız çocukla öpüşmemesi gerektiğini anlatırken, bir yandan aslında gay olduğundan öte yandan da alerjilerinden bahsediyordu. şasemen neye alerjin var deyince, keçe' ye olduğunu söyledi. ( keçeye alerjisi olan insan ) alerji durumunu görsellerle desteklemeyi de ihtimal etmiyor,bilimum yerlerini teşhir de ediyordu. aslında gay olduğundan bahsederken ne oldu hiç bilmiyorum ama bir anda amerika' da yaşadıklarını anlatmaya başlaması ile redneck muhabbetine dalmamız gerçekleşti. amerikalıların ne kadar cahil olduklarından, kızların gay olduklarından haberleri olmadıklarından bu yüzden de lanet olsun ki hiçbir şey yaşayamadan döndüğünden dem vurdu. arada da yalnızca keçeye değil aynı zamanda çikolataya ve daha bir çok şeye alerjisi olduğundan görsel destekli olarak bahsetti. ve yine acil bir geçişle bana sen de gay'sin değil mi? diye sordu. hayda nereden çıkardın şimdi bunu demeden bir anda benim cinsel tercihim üzerinden ilerledi muhabbet. bir yandan da sürekli yanındaki arkadaşını öpmemesi gerektiğini vurguluyordu sürekli. her şey bok olacakmıştı öpüşürlürse. gay olduğumu bile bilmiyorlar derken hülya avşar' ın nefret filminde annesinden sarkastik bir tavırla bir de beni bakire sanıyor deyişini anımsattı bana. asıl ilginç olan benim gay olduğumu kabul etmiş hali ile yanındaki çocuğun ne kadar taş olduğuna destek olmam için bana attığı isterik bakışlardı. o arada telefon numaranı alayım mı senin dedi bir yandan ben aslında bir sürü kişinin numarasını alırım ama hiç aramam derken. o zaman amaç neydi? işte o kainatın gizemi. belki de dexter' ın öldürdüklerinden anı olarak sakladığı kan damlaları kafasında bir koleksiyondu, bilemeyiz. o sırada yanındaki çocuklar geldi ve onlar da muhabbete dahil oldular. machine' e gelmemiz konusunda ısrarcıydılar. söyledin mi onlara bi olduğunu diyordu bir yandan öpüşülmemesi gereken çocuk. kız, çocuklar ürkmesin diye öyle takılıyormuş meğerse. çünkü çocuklar ölümüne straight hatta homofobiklermiş. bir süre sonra çocukların gelmezlerle gelmesinler şeklinde gider yapması ama kızın hala ısrar etmesi, bizim bunu yalnızca bir freak show' muşçasına izlememiz ve son olarak kızın 18 yaşında olduğunu öğrenmemiz.. kızın sürekli lezbiyen olduğundan bahsetmesi ama bir yandan gay olduğumu düşündüğü benin telefon numaramı almaya çalışması, çocukların da -kızın iddiasına göre ölümüne straight hatta homofobik olan çocukların- da onlarla gitmemiz yönündeki ısrarı. neresinden baksan çılgındı.

4 confession:

mika | 18 Nisan 2011 00:06

nazım, miamiye gitmiş kadar olmuşsun.hönönöcüye ben de gidiyorum, bana neden olmuyo böyle şeyler? biraz kıskandım.

nk | 18 Nisan 2011 17:22

bu çocuk hiçbir şey yapmıyor yazık diye rabbim yolluyor bence hepsini üstüme. u know what i'm sayin?

black | 18 Nisan 2011 20:06

çoh acayip yarebbim.

Adsız | 2 Haziran 2011 00:57

Çocuklar da ölümüne straightmiş haa???
Doydun mu??? :D