1/10/2011

nijerya' ya mı gitsek


-günlerdir restorasyon teslimi kampındaydım. sonuç olarak bir şeyler çıkarmak gerekirse şu an tüm tarihi çevre koruma bilincinin karşısındayım.tüm hepsi yıkılabilir. yerlerine dümdüz müteahhit işi betonarmeler dikilip mutlu mesut beton yığınlarından şehirlere sahip olabiliriz.
 zaten mimarlık eğitim hayatı resmen böyle bir şey.bir şeyi de burnumuzdan getirmeyin arkadaşım. beyazıt' ta şehircilik projesi yaptık, beyazıt' tan tiksindim. bir dönem beşiktaş' ta bir proje tasarladım, beşiktaş' tan tiksindim. döşeme tiplerinin sunumunu yapmam gerekti bir daha projelerime döşeme koymadım. eski itayan elçiliği binasına dair sunum yapmam gerekti, tüm maçka' dan tiksindim. buna puanınız kaç kanka?

-geçenlerde bir anket izledim. dünyanın en mutlu ülkesi nijerya; en mutsuz ülkesi ise fransa imiş. böyle de saçma şey duymadım. bu tip anketleri nasıl yapıyorlar? mesela bizim ülkemiz için o sorular kime soruldu? bana hiçbir şey soran olmadı. zaten hayatımın hiçbir döneminde sürekli mutlu olmadım ki. mutluluk öyle bir şey mi ki? bence alakası(a' lar yumuşatmasız) yok. sürekli bir sıkıntı, sürekli bu bitsin sonra şu olacak, o bitince ondan sonra da şuna gelecek hah şimdi de şu geçsin modunda bir şey hayat. bazen ciddi ciddi kendimi super mario oyunu içinde gibi hissediyorum.

-ama mesela, ben de dinlenme tesislerinde gece 4.00' de otobüs yıkayan insanın mesleğine sahip olsam dünyanın en mutlu insanı olurdum. adamın resmen bohem bir yaşantısı var. gündüz uyuyor diyelim sonra 10 gibi çıkıyor evden, işine otobüs yıkamaya. ben o otobüsün içinde otururken o saatlerde, o fırça yanak hizamdan geçtikçe her şeye yabancılaşıyorum. bir de genelde asla otobüs gelir gelmez başlamıyorlar.-adeta kendisinin patrounu- yaklaşık bir 15 dakika falan geçtikten sonra başlıyorlar  ve o yıkamanın son anları, otobüsün kalkış saati geldiği için hep yalapşap oluyor fakat onlar bu durumdan adeta tuhaf biz haz duyuyorlar.

-bebeğin yaşının ay olarak söylenmesi durumuna çok takığım. mesela çocuk 14 aylık olur,o zaman eyvallah. 1.2 yaşında falan diyemezsin 14 aylık dersin. yalnız 24 aylık demek, nasıl desem. çok ebru şallımsı. mesela nasıl ki ben hiçbir zaman nazım bebek olmadıysam, 24 aylık da olmadım. ezik ezik 2 yaşında oldum.

-yabancı filmlerde görüyoruz hani. lavaboda dişlerini fırçaladıktan sonra ağızlarını çalkalamak için su almak üzere su bardağı kullanıyorlar. ah tanrım, sen de ezik gibi avucunla al. ama eğer ki bir ebru şallı çocuğu olsaydın, eğer ki bir osman nejat bebek olsaydın, eğer ki 24 aylık bir bebek olmuş olsaydın işte o zaman sen de lavabonun kenarına bir su bardağı bırakırdın.

-operatörün açtığı telefon konuşmalarında hazır seçenekler oluyor ya hani şunun için 1'e bas, bunun için 7'ye bas. ben ne zaman bir şey öğrenmek için arasam, benim soracağım şey asla o 9 rakam içinde olmuyor. bazen ikinci defa bile dinliyorum allam aslında 3'te söylediği şey benim öğrenmek istediğim şeye mi karşılık geliyor?diye ama; ı-ıh yok. bir yandan para yazıyor mu o ya o_O çok mu yazdı ki o_O diye yürek erintisi. aman aman.

-hazırsan bir kez daha mutluluk tanımı yapacağım. bence mutluluk, alarm kurmak zorunda olmadan yatabilmektir.

7 confession:

black | 11 Ocak 2011 00:48

10 tabi ki 10.

black | 11 Ocak 2011 00:49

o su bardağını da denemişliğim var elbette.

Adsız | 11 Ocak 2011 02:48

canıııııım^^

mika | 11 Ocak 2011 05:10

nazım bebek rocks

nk | 11 Ocak 2011 05:16

benim de size puanım 10 ^^

Mehmet | 11 Ocak 2011 14:19

Super tespitler.
Cok guldum yine :))

Betül Ç. | 11 Ocak 2011 23:33

arkadaşım yanımda sesli sesli okuyup yarıldık. bence nebuch diye bi adam var twitter'da. videoblogu var. sen ona taş çıkartırsın.bunları videoda anlatsana:D.

herşeyine o kadar katıldım o kadar katıldım ki o kadar olsun. şile'ye, Sapanca'ya adımımı atmıycam mesela millet haftasonu kaçamağı yapacak ve ben gitmiycem hiç bi yere. Fatsa'ya adımını atan nolsun. proje yaptığım heryerden nefret ettim, edicem. bu değişmiycek. ve mesela atlas bebek olsun. ebru şallımsı hareketler olsun. off ya off. süper olmuş.