10/18/2010

bir daha asla verme


-ben şehirler arası arası otobüs yolculuklarında cam kenarında oturacağım o allahın emri zaten. ama yetmez. şu güzide resimde çizdiğim duruma düşeceğim diye öyle geriliyorum ki. hani o camların arasındaki doğramalar. ah o doğramalar. önde oturanı görüyor musun? nasıl da mutlu. pis. ama ben. o öndeki net camlı koltuğu en çok arzulayan ben, o doğramanın azizliğine nasıl uğramışım bak. güya cam kenarındayım. ama dışarı bakmaya kalksam doğrama görüyorum. işte o anda hayattan soğuyorum.koltuğu yatırmaya kalksam da yine o netliği, o bütüncül camı yakalayamıyorum; ona sahip olamıyorum. isterim ki kimse bunu yaşamasın. yaşayacaksa da gamsızlar yaşasın.

-biraz, iş bankasının kuntisliğine laflar hazırladım. para çekeceğim, her zaman makbuz verilsin mi? nin cevabında hayırı işaretlediğim yere, BİR DAHA ASLA VERME tarzı bir buton koymasınlar mı?! abaoouuvv. nasıl da orayı tuşlamaya alışmış parmağımın, o alışkanlığından faydalanma çabasıdır bu. tamam bak ben zaten hiç almıyorum makbuz, yazık diyorum o kadar ağaca. mesela projelerimde felan hep ekolojik tasarımlar yapıyorum yaa ama böyle küçük numaralara da karnım tok efendi. ya peki ben ona basmış olsam, BİR DAHA ASLA MAKBUZ almayacağımı bildirmiş olsam ve bir gün gerçekten o makbuzu almam gerekse. hayır bak, önceden şifreyi girdikten sonra GİRİŞ butonuna bastırıyordunuz sonra iptal ettiniz ben hala ısrarla basıyorum kurtulamıyorum alışkanlığımdan ama olsun tamam kabul. sonrasında, önce kartı sonra parayı vermeye başladınız o da bizim iyiliğimiz için ona da kabul.  ama bu makbuz numarası kabul değil dostum. yo yo yo. iş bankasının hayatına katmaya çalıştığı heyecana benim üzerimden sahip olmasına izin vermem.

-kral tv'den şarkı isteyen insan. çok ilginç bir kafa. çok cesur bir vizyon ama gamsız bir cesaret aynı zamanda. öyle bir şeye kontör harcamak. misal benim gözümde bu asla bir sevgi göstergesi olamaz. olsa olsa tırtlık göstergesi olur.

allah korusun bir sevgilim bir gün bana kral tv' den şarkı hediye ederse ve ben de onu görürsem -ki o zaman gerçekten çok tırt bir çiftizdir- ben arkama bakmadan uzaklaşırım. kimse sorarsa neden bitti diye, yalnızca "please" derim barney stinson edasında.

ama bir yandan da karşılıksız seviyor o insan sevdiklerini. şarkılar türküler paylaşmak istiyor; sevdiği görmeyecek belki o hediye şarkıyı lakin, önemsemiyor. lise arkadaşlarına hediye edenler olsun, askerdeki nişanlısına hediye edenler olsun. lise arkadaşların okulda? askerdeki nişanlın, askerde? düz is more düsturu ile yaklaşırsak, o insanlar nasıl görecekler o hediye şarkıyı.

-son olarak kuaförde tıraş olurken, mesleği öğrenme amacı ile izleyen çırak mı yoksa arkadan öylece tüm genişliğiyle senin orada kırpılmanı izleyen akran mı daha gergin karar vermem mümkün değil.

2 confession:

Adsız | 19 Ekim 2010 00:23

aşık oldum bu yazıya ve çizime ve aynı endişenin kendimde de senelerdir olduğunu sende de okumanın yarattığı mutluluğa...

nk | 19 Ekim 2010 22:35

gözyaşlarımızın tadı aynı esra.