8/15/2010

insanlar aşksız sevişiyor


-düğünlerde slow müzik eşliğinde dans eden 10-13 yaşında kızlardan daha çok korktuğum bir görüntü varsa, o da 14-16 yaşındaki kızların dans etmesi görüntüsüdür. gelin başı ekibiyle birlikte kuaföre giden küçük kızlar, saçları kadınlığa alışmaları açısından yaptırılmış ki muhtemelen topuz ve yanlardan iki bukle, ya çok abartılı kıyafetler giymişler ya da son derece pespaye şeyler ve elleri birbirlerinin omuzlarında. evet genelde elleri sağ köşegen hizasında birleştirme dansını(genel karşıt cinsler düğün dansı) da etmezler, eller omuzlarda olur ve yalnızca sağa sola salınırlar. bir de ellleri bellere koyma dansı var ki o daha sürreal.

-bazen facebook'ta güzel güzel duygular içinde özene bezene bir mesaj yazıyorum. cevap gelmiyor. sonra diyorum ki tüm iyi niyetimle, internete girmemiş olabilir. ama sonra görüyorum ki sitede aktif bir şekilde bir şeyler yapıyor işte o zaman mimliyorum gözümde. yapacak bir şey yok. hatta biri bu tip bir olaydan sonra yani mesajıma cevap vermedikten sonra gelip fotoğrafıma yorum yapmıştı. çok değişik duygular yaşamıştım.

-bir de az samimi olduğun insanın, fotoğrafına yaptığı yoruma ne tip bir cevap vermen gerektiğini bilememe tedirginliği. küçük küçük kemirgen bunlar.

-bir de iletisine sürekli kitsch derecede arabesk şeyler yazanlar benden direkt gizle'yi yiyorlar. geçende gördüğüm bir tanesi iyice yok artık dedirtti. "Doguştan Çaresi Olmayan Bir Hastalığım VAR !!! Her Gördüğümü İNSAN SANIYORUM.."
noldu onu oraya yazdın da. kendin gibileri etkiledin sadece. muhtemelen sana kazık atanın da umurunda bile olmamıştır.

-geçen gün ada zombilerin düğünü filmini izledik. başta inanılmaz ön yargılarım vardı. türk işi korku filmi deyince çok sıcak yaklaşmıyorum tabi ki ama bu film aslında komediymiş. hatta itiraf etmek gerekirse çok iyi kotarılmış diyaloglar barındırıyor. gelgelim, hala sebebini çözemediğim bir gerçek var. birçok türk filmini izlerken, film buram buram ben türk filmiyim diye bağırıyor.
görüntü yönetmenliğinin çok büyük etkisi var ama yine de tam sebebi çözemiyorum. çok iyi metinler yazılıyor, çok iyi fikirler var ama çoğu zaman görüntüleme belki de oynanma kısmında heba oluyor. aynı şeyler şüphesiz ki dizilerde de var. yalnız bir de bunun çok bariz aşıldığı filmler de var. mesela polis. hatta beni çok şaşırtan bir film söylemem gerekirse, halit ergenç ve cansu dere'nin oynadığı acı aşk' ı sayabilirim. bu film kesinlikle gizli kalmış, hakkı yenmiş bir cevher. bir göz atın.

-play station'ı belli bir süre oynamadıktan sonra, sol baş parmağın olaya tekrar adapte olması süreci ne menem bir şey. nasır tutana kadar rahat yok.
ama asıl söylemem gereken şey şu ki geçen ayın fhm' inde erkeklere tavsiyeler diye bir kısım vardı. oradaki maddelerden biri de konsol oyunları oynayın. götüm.
o tavsiyeleri okuyup da hayatına geçiren birileri var mı çok merak ediyorum. hayatta en çok merak ettiğim şey bu sanırım. bu dergilerin kolpa önerileri bana her zaman komik gelmiştir. hayatta hiç problem yokmuş gibi modern erkeğin günün yorgunluğunu konsol oyunu oynayarak atması, bunun önerilmesi. çok plastik. en az seda sayan' ın vegas' ta 7. evliliğini yapması kadar plastik.

-çevreyi yeni yeni tanıdığım bir yerde dolmuşa binmek, benim ömrümden çok şey alıp götürüyor. parayı ne zaman ödemeliyim. birisine uzatmasını mı rica etmeliyim yoksa kalkıp kendim mi vermeliyim. yerin adını söylesem tibaş konutları desem biliyor mudur. bilmiyorsa çevresinden neyi söylesem biliyordur. inerken durakta mı inmeliyim, müsait bir yerde de inebilir miyim. müsait mi demeliyim yoksa modern bir insanı çizgisi çizip uygun bir yerde.. mi demeliyim. ilk sefer özellikle. aman aman.

-bengü, insanlar aşksız sevişiyor demiş. güzelim, bir tanem. insanlar sevişmek için aşık olmayı beklerlerse bu dünya ne hale gelir biliyor musun?! takma kafana sen böyle şeyleri, bırak sevişsin insanlar rahat rahat. haydi canım, kocaman kocaman öpüyorum.

2 confession:

incredo | 17 Ağustos 2010 02:05

en beğendiğim yazılarından bi tanesiydi!
hele ki facebook ve dolmuş mevzusu.ben de hep o ikilemde kalmışımdır.uygun bi yerde mi yoksa müsait bi yerde mi desem die.ha bi de şoför e nasıl hitap etsem sıkıntısını da es geçmemek lazım =)
kaptan?abi?şoför bey? ya da direk hiç bi sıfat yüklememek.
konsol oyunları gözlemin içinde ayrıa tşk.etmeliyim! ;)

nk | 17 Ağustos 2010 14:58

eheheh. ben teşekkür.