5/14/2011

daldan dala


-diş fırçasının iç kısımlarına sinsi gibi yapışıp kalmış diş macunu o kadar çok enerjimi emiyor ki, tarif edemiyorum. çoğu zaman işim bittiği zaman gözüm görmeyecek şekilde hareket etmeye çalışıyorum. onu orada gizlenmiş, kurumuş bir halde gördüğümde biliyorum ki yine pis bir şekilde çekecek enerjimi.

-hayır normal süreç içinde o orada oluşmasın diye çaba da gösteriyorum ama ne yapıyor ediyor bir şekilde başarıyor.

-şenlik zamanı anladım ki bu iş benden geçti. ne ara ve nasıl oldu bilmiyorum ama konser izlemek benim için gerçekten çok zorlu bir hal aldı. gerek rahatıma düşkünlüğüm olsun, gerek başka bir takım şeyler olsun keyif kısmı bir anda çileye dönüyor. kısa bir süre içinde bel ağrısı, kıç ağrısı derken.. ohooo bu yaşta hem de.
bir de bu sene hava ısınmak bilmedi, git stadyumda efil efil konser izle. yani utanmasam diyeceğim ki, gelin siz bizim evde yapın hacı şu konseri.

-mfö' yi hiç canlı izlememiştim. özkan uğur ne kadar bebeksi bir insanmış. o ne performans arkadaşım. adeta bir ayin, adeta bir ritüel.

-sandık içi 2' yi de elimden düşüremeden okudum. dergi halini takip etmeme rağmen, 1. kitapta da aynı şeyi yaşamış elimden bırakamamıştım. normalde ersin karabulut' u istiklal' de sürekli görüyorum ama kitabı aldığım gün murphy kuralları gereği tabi ki görmedim. aslında ne güzel olurdu ayak üstü imzalatsam falan diye geçirmiştim içimden.

onun dışında kitabı okurken sürekli lan bu 1. kitapta da vardı o_O tribi yaşadım :]

insanların sürekli eleştiri halinde olduklarından, eleştirinin prim yaptığı sanrısından bahsediyor ya sürekli, o yüzden ben de hastası olduğumu belirtmek istedim. belki şans eseri girer denk gelir bir şey olur. çizgisine de yeteneğine de hikayeciliğine de hastayım. umarım yıllarca devam eder, daha da güzel şeylere imza atar.

- woody allen filmlerini arada beş liraya falan satan dnr mağazalar zinciri için çok hayır duası ediyorum. çok.

-ev arkadaşımın bir haftasonu misafiri vardı. tam da benim bitirme projesi için zombiye dönüştüğüm zaman diliminde. bitirme projesi yapıyorum, evden çıkamadım kaç gün oldu falan diye konuşuyordum. "bu son sene mi abi?" diye bir soru aldım. yok ben hobi olarak bitirme projesi yapıyorum ara sınıflarda.

-son olarak, okulun bitmesi kadar kulağa saçma gelen bir şey var mı ya? neresinden baksan saçma. ya sonra derler adama..

-bir de.. daha küçük yaşlardayken üst dönemler hep bir daha karizma gelirdi gözüme. adam son sınıf ya falan kafasını yaşardım. ama sıra sana gelip de bir bok olmadığını anlıyorsun ya, o da çok ilginç geliyor bana. eveet, siz şimdi son sınıfsınıııız bu da madalyanıııız buyrun siz tabi ki bundan sonra okula girerken kart basmayacaksınız ve tüm hocalar da size daha bir ayrı davranacak.. hımhım

-dizilerde filmlerde gece yarı çıplak yatan adamın yaşadığı evin nasıl bir ısıtma sistemi var? ben de çok istiyorum öyle yatayım, çok karizmatik geliyor ama zor yani.
bunu aklımdan geçiriyordum ki aylar sonra aldığım uykusuz' da umut sarıkaya, prim yapan adam köşesinde işlemiş. üstat.

2 confession:

black | 16 Mayıs 2011 13:49

beyaz dipli diş fırçası... sen onları tırnaklarınla falan çıkarmaya çalış, çıkmasın, bi sürü su aksın. hiç hoş değil. jel diş macunu kullanmak baya azaltıyor bu durumu. bi de gargaradan sonra tekrar diş fırçalamak. ben de baya düşündüm de bu konu üzerinde. kompozisyonuma son verirken sevgiler efendim.

nk | 17 Mayıs 2011 02:55

ruhumuz çok hasta bizim.