6/16/2011

durma yağmur durma hep gripin' in üstüne yağ



-seda sayan olmak ne güzel. canın istiyor single falan yapıyorsun. parası neyse verip dj' lerle çalışıyorsun. yalnız o para nedense bir albüm kapağı yaptırabilmeye yetmiyor. bu kapak ne abi, göz var nizam var. sarıya bayılırım etkili kullanılarsa harikalar yaratır ama gidip de bu cart tonu seçersen tekno yapıyormuş gibi takılsan bile bize ben kadırgalıdan başkası olmadım olamam demekten öteye gidemezsin. o saçının rengi, photoshop hakkında minimum şey bilip de, saçını farklı renge boyatma arifesinde acaba nasıl durur kafası yaşarken, zoraki bir lasso tool uygulaması ile sınırları belirlenmiş saça cart sarı boya boca edip bunu bir de görüş almak amacı ile facebook' a koyan kızlarınki gibi görünüyor. gözler de aynı kafa ile seçilip doğallıkla alakası olmayan bir yeşil tonla doldurulmuş. işte amaç güya o arkadaki dup tıs ritmin bionik imajını yakalamak.

-gripin -thank god we have them- o kadar ağlak o kadar acıklı durma yağmur durma dedi ki, sanırsam mikail' i bile etkilemeyi başardı. ben bu kadar london havasına katlanamayacağım dostlar. istiyorum ki çok ama çok sıcak olsun böyle yapış yapış terleyelim istiyorum. ne yapayım yaz insanıyım. bu havaların tek suçlusu gripin' in o manyak şarkısı, evet. inşallah gece gündüz emre aydın dinlemek zorunda kalırlar da anlarlar halimizi. ya da emre aydın' a gidene kadar kendi şarkıları da çok farklı mı bilemedim.

-lisede bir tarih hocası vardı. lakabı imparator' du. bu ön bilgi olsun. bu benim aklımdan tamamen çıkmış. geçende pelinim cftim bana dedi ki imparator ölmüş biliyor musun? dedi. ben de nasıı ya hani iyileşiyordu, almanyalara girmişti?hem öyle olsa hiç haberi çıkmaz mıydı yahu? dedim. sonrasında benim bu şapşırmama yarım saat güldük. çünkü imparator deyince tek gerçeğin ibrahim tatlıses olduğunu kabullenmiş olmam neresinden baksak ilginç. güldükten sonra biraz üzüldük çünkü hoca çok da yaşlı bir insan değildi. sonra bize lise 1 tarih dersinde 4-5 hafta karbon 14 metodunu anlatmış -daha dogrusu aynı notları o haftalar boyunca birisine tahtaya yazdırtmış- olduğunu hatırlayıp tekrar güldük.

-o kadar yemek yapan insanım, kişi sayısına göre makarna ayarlayabilme yeteneğine kavuşamadım. yetmez yetmez diye diye paketin %80 kullanıyorsun, sonra o geriye kalan kısım bir yaralı parmağa bile işeyemiyor ya, çok üzülüyorum. çünkü farklı çeşitlerdeki makarnaların bir arada pişirilmesi hayattaki en büyük enerji emicilerden biri olabilir benim için.burgu-fiyonk yine bir nebze, yalnız kimse spagetti ile diğer türlerin bir araya gelişini kabullenmemi beklemesin.

-bir ara ahenkli isimler diye bir şeyler yazmıştım. gülriz sururi, tardu flordun vs. bence mirgün cabas da baya iyi. insanın arada mirgün cabas diye gelmiyor değil..

0 confession: