4/14/2010

A single man/ Yalnız bir adam


festival kapsamında bugün izlediğim Tom Ford imzalı filmin anlamı, benim için bu afiş oldu adeta. filmin içindeki takım elbiselerin içinde olmayı her erkek ister sanırım. colin firth'in devamlı taktığı kemik çerçeveli gözlükler ise gidip camsız da olsa bir tane alıp takma isteği uyandırdı içimde. film görsel olarak çok başarılıydı.
filme bir şekilde dahil olmuş olan insanların hepsinin güzel olması, sahnelerdeki renk seçimleri, kıyafetler. bu kusursuz görüntü yönetimi, senaryonun eksikliği yüzünden müthiş denilecek bir filme dönüşememiş bir türlü. özellikle başlarda giden akıcı dialoglar, sonlara doğru orijinalliğini ve akıcılığını yitirmiş biraz; ve sonunda o kadar kurlaşıp da bir türlü sevişemeyen iki karakter, beklenen sonu vermiyor insana. o öyle olmaz gerçek hayatta yalnız. dedirtiyor.

filmde en çok yarıldığımı dialogu paylaşayım istedim. julien moore filmde güzelliğini sorgular bir hala gelmiş bir şekilde dert yanarken, geçenlerde bir gençle aralarında geçen şu konuşmayı anlatıyor. (genç, kadının gerçek bir sarışın olup olmadığını sorgular) ve bunun üzerine;

"eğer amuda kalkarsam, ağzı kokan bir esmer olabilirim."

çocuk boş bakmış o ayrı. böyle zeka kokan bir laf sokuş olsun. bayıldım.

meslek icabı, filmin geçtiği bu evin güzelliğinden de bahsetmeden geçmeyeyim.

0 confession: