11/13/2009

100


efendim, yüzüncü yazımı yazmanın mutluluğunu yaşıyorum. bu sefer daha da özel bir şeyler olsun istedim. bu sebeple asla tüketemediğimiz, özellikle jenerasyonumuzun çocukluğuna denk gelmesi sebebiyle de asla unutamayacağımızı düşündüğüm ve doksanları anma programlarında çok da bahsedilmeyen kliplerden bahsetmek istiyorum. oldies but goldies her zaman çekici olmuştur ve olacaktır.

önsöz; "9o' ların ekmeğini ne zamana kadar yemeğe devam edeceğiz?!"

~ tarkan- kıl oldum abi

danslar kareografiler devrim gibi. tarkan' ı belki de bu devrimden dolayı sonradan yaptığı birsürü saçma işe rağmen sevmeye hep devam ettik. fakat tarkan, o pantolon o dişler gözümden kaçmadı. geri plan olarak kullanılan renklerin sürrealliği beni benden alıyor. özellikle mor. köpek figürünü asla anlamlandıramazken, 2.33' te tarkan' ın köpeği, annelerin bebeklerin kaslarını geliştirmek için açıp kapaması hareketi tarzında bir hareketle bunaltması apayrı bir tat.

~yonca evcimik-kendine gel

işte devrimin diğer adı. dansı ülkemize getiren insan :P geçenlerde uzunca süre hatırlayamadığımız eseri 'kendine gel' ile yoncimik. bu şarkı çok bir seden gürel, ya da böyle bir bendeniz havasında geliyor bana hala. yonca' nın o erkek çocuğu hali içinde, dişi sembolü olan kolyesi ise ironik. zamanında hangimiz şapkayı ters takıp, arkadaki boşluğundan saçımızı çıkarmaya çabalamadık ki?!

~harun kolçak - gir kanıma

işte sürrealizmi ülkemize getiren klip bu olsa gerek. arka fon tüm ülkedeki fotoğrafçıların kullandığı sünnet çocuğu fotoğrafı fonlarına ilham olmuş. harun' un triplerine mütemadiyen gülüyorum. keşfedilme öyküsü sezen aksu' nun evinde duş alırken şarkı söylerken sesinin dikkat çekmesi olan bu adamdan, herhangi bir sınır beklemiyorum. sezen aksu' nun evinde duş almak. hep fazlası, daha fazlası.

~kenan doğulu- sımsıkı

sürrealizmin tadına varılmış bir kere. daha da üstüne gidelim demişler. bugün çekilmiyor bu kadar zahmetli klip. adamı baya sımsıkı sarıyorlar, üstelik cariyeler! klip daldan dala atlıyor. süprizlerle dolu. şu güneşli kolye de yıllarca rahat bırakmamıştı yakamızı.

~seden gürel-bumbum

adeta bir fenomen. ikinci şapka devrimi.

~bendeniz- ya sen ya hiç

devrim. ' ya hey ya hey ya' , o şapka, o kostüm özellikle etek, o emin tavır. klibin renkleri, tonları. bu kadının hayatındaki yaptığı tek iyi şey bu olabilir. mtv' de gösteriliyor olması ise o yıl için bambaşka bir nokta.

~çelik-hercai

bu klibi sona sakladım. çocukken çelik fanı olmam ayrı bir tür olduğumu kanıtlar nitelikte. gördüğünüz gibi çekinmiyor söylüyorum (: tüm şarkılarını hala ezbere biliyor olmam ise bambaşka bir boyut. aklı karışık çocukluğum diyorum, bir kez daha.

10 confession:

Adsız | 14 Kasım 2009 21:24

bir sen yazarsın sen yazarsan sen yaz sen ne yazarsan yaaz((: ne dahası mı var??(:

Adsız | 15 Kasım 2009 00:24

neee vanessa ile dan mi???!?! lan?

busra m. | 15 Kasım 2009 01:17

harun kolçak klibini 2009 yılında izlettiğin için sana müteşekkirim. bir şey dikkat çekmek istiyorum yalnız, klibin başında geçen altyazılarda bir kral tv izleyicisi şarkıyı DAYISINA VE YENGESİNE armağan etmiş. gözyaşlarımı dırdırmakta zorlanıyorum.

busra m. | 15 Kasım 2009 01:18

dırdırmak. kelime dağarcığınız genişlesin, değil mi? (:

nk | 15 Kasım 2009 01:31

-batu, hepsi bebeğim bunların (: hepsi monster maşşalah.

-zjernzjiim,
karmakarışığım, hatta yarı ölü sayılırım,
hoş biraz da sarhoşum, inan ki dahası var,
aşk sarhoşuyum, sarhoşa ne yazar,

bir sen yazarsın sen, yazarsan sen yaz sen
ne yazarsan yaz sen,

ister öyle, ister böyle yaz,
ister evlen benimle, ne yazarsan yaz,

yazımız olsun, sözümüz olsun,
benimle evlenir misin?

bitmez mi bu ceza, yoksa,
oh olsun mu diyorsun, ne dahası mı var,
galiba ölüyorum,
zaten sarhoşum, sarhoşa ne yazar

-esra, sevgili altı arkadaş üstü olmuyor dedim olamaz dedim. bir şey biliyoruz da söylüyoruz (: ama neden kendi yazısı içinde değil yorum o ayrı bir merak konusu benim için (:

-tire, yengesigile hediye etmesinden daha muazzam olan bir şey varsa o da keremcem' e hediye etmesi değil midir?! harun' un dansına o kadar dalmışım ki altyazı gözümden kaçmış, ben de onun için müteşekkirim o zaman (:

busra m. | 15 Kasım 2009 01:41

bitte o zaman.
ayrıca bence yorum sekmesi yanlış yerde, altta olması lazım. okuduktan sonra yorum yazarsın, yoksa sen? :P

nk | 15 Kasım 2009 02:08

yarama tuz bastın, bu temada değiştirmeyi bir türlü beceremediğim bir özellik o yorum sekmesi. ama aslında meğer şeymiş benim orda demek istediğim; okurların yorumları benim için her şeyden önemlidir! B)

banliyöler jülyet'i. | 27 Kasım 2009 19:06

helloğ,

çelik'in klibinin senaryosunu anlamakta zorlandım. bunu geyik olsun diye yazmıyorum, lütfen bir çeliksever olarak beni aydınlat. dongi dongi'yle hercai'yi aynı adamın yaptığına inanamıyorum ya.

nk | 30 Kasım 2009 14:58

yeni gördüm bunu umarım okursun (:

şimdi klibin başında sonunu görüyoruz, karısı çeliği terk ediyor. yıl 95. sonrasında flashbackler olsun, çeşitli görüntüler olsun mutlu anlarına dönüyoruz. hafif içimiz eziliyor. fakat mutlu anların içinde görüyoruz ki; çelik bey şanından ötürü konserlerdi röportajlardı derken eşini ihmal ediyor, yol dönümlerine gelemiyor. ve kıymetli eşinin canına tak ediyor. sonunda da tekrar veda sahnesini görüyoruz.

bu adamın tarikat olayları çıkmıştı hatırlarsan. bir kadın çıkmıştı meydana o şarkılar benim demişti, sonrasında o kadın öldürüldü ve çelik dongi dongi diye şarkılar yapmaya başladı. büyük ihtimalle o şarkılar cidden de o kadına aitti.

p.s; hala çelik fanı değilim B)

Işıl | 5 Aralık 2009 21:55

tarkanın kareli pantolonunun aynısı bende var. üstelik paçaya doğru içten dikilerek daraltılmış. o pantolonu saklayan annemde değil ama geçen yıl boyunca giyen bende ruhsal problemler vardı sanırım.