10/20/2009

gece 2' den sonra..


..olan hiçbir şey hayırlı değildir! bu cümle bazılarınıza bir şeyler hatırlatıp, tatlı bir gülümsemeye sebep olacak muhtemelen. oldukça doğru bir cümledir diyorum nacizane. gece 2' den sonra özellikle hayatı sorgulamak için hiç uygun bir zaman dilimi değildir. ben ne yapıyorum, nereye gidiyorum diye düşünmek çoğu zaman iyi gelmiyor, iyi hissettirmiyor gerçi. sadece bazı şeyleri, diğer şeyleri bastırmak için kullanıyorsun. anlık mutlulukla dönüşüyor, ölümüne gülüyorsun ve belki de tanınmaz bir hal alıyorsun. sonrasında ne mi oluyor, tüm enerjini alıyor elinden. uyanamıyorsun, staj defterini yetiştireceğin gün uyuyakaldığında saate baktığın ilk an 13.10' a dönüşüyor. çoçukken ben üniversiteyi kazanmanın her şeye yeterli olduğunu düşünürdüm hatta daha da daraltayım bunu üniversiteye gelene kadar öyle sanardım. o kadar da salak olamazmışım gibi. itü olunca yeterince özgüven sahibi bile olmuştum. fakat zamanla işlerin çok da senin kontrolünde olmadığını gördüm. enerjimin günbegün daha da azaldığına şahitlik ettim. hayatımı sürdürebilmek için altın bileziğim olacak olan meslek her gün daha da çok gelmeye başladı üstüme. oturup oturup bir şeylere başlayamama sıkıntısı yaşadım. başladıktan sonra da uykuma yenik düştüm sürekli. üçüncü sınıfa geldim ama hala doğrudüzgün sabahlamayı beceremedim hiç ikinci güne aynen devam etmedim. üçüncü sınıftayım ama hala metroda insanların iki taraflarına kaçabilme riski barındıran o çok havalı mimar/çizim çantasına ya da bazukasına sahip değilim. hep bir şeyleri eleştirdim, hep isyan ettim. e hani bu üniversite nasıl bir şeymiş dedim, ben lisede daha sosyaldim hayatımı yaşıyordum oğlum dedim. belki o zaman da süper enerjik değildim ama bu kadar bitik hiç değildim. şimdi şu okulda yapılan her şey külfet gibi geliyor bana anı geçiştirme uzmanı olmak üzereyim. gelecekle ilgili derin kaygılar barındırmaktayım çünkü büyük bir çoğunluğu karşıma alarak giriştim bu işe, artık şu saat ise geri dönmek için çok zor. hayatta bir şeylerden keyif almak gitgide zorlaşıyor mu ben mi mızmızlaşıyorum gün geçtikçe, bilemedim. ara ara sorguladım. kıçımı dönüp yattım sonra. sonra tekrar sabah uyanamadım. sabah erkenden kalkan kahvaltısını yapan bir daha uyuma ihtiyacı hissetmeyen bir insan olmak istedim, çok mu istedim. ben mimar olmayacağım ki, bu sadece bir basamak benim için. bu genişlikte olmayı istedim hep ama yere sağlam basma eğiliminde olan ayaklarım engel oldu. bu moddaki insanlarla dalga geçmeyi de ihmal etmedim. başka bir yola gitmek için de fırsatlar yaratmadım kendime. bir yandan da üniversite okumayı beceremediğimi düşündüm sürekli. ne sosyalim, ne de çok çalışkanım dedim. über çılgın, mimarca parti davetlerini ' not attending' olarak işaretledim facebook' ta. o moda giremedim sanki hiç. çok küçük bir yüzdeniz tasarımcı olacak diyen hocanın acı acı gelen sesine karşı yine yalandan yapmış olduğum analiz paftalarımı göstermekle yetindim. o da siz merak etmeyin, ben anlarım kimin çalıştığını dedi; hatta ilgisizlikle itham etti bazı arkadaşlarımı. oysa derse bile gelmemiş olanlar vardı. ilgilerini çekmek için ne yaptın dedim içimden. yapması gerekir mi ki acaba diye sorguladım bir yandan da. iş hayatı zormuş dedim sonra tembeller de akademisyen olabiliyor mu ki acaba dedim. iki yılın üstüne ne kadar yıllar daha okumak gerektiğini hiç düşünmedim ama o an. sadece daha zor gibi görünen bir şeye karşı daha kolay görüneni seçtim. bu insanlar nasıl sürekli böyle çalışkan dedim sonra. arkadaşlarına da zaman ayırabiliyorlar mı dedim, bir filme gidiyorlar mı haftada. aynı anda ikisini de yürütebiliyorlarsa öğrencek çok şey var onlardan dedim. bu tip şeylerden sıkıntı duymaktan hiç sıkılmıyor muyum diye düşünüyorum şimdi de. ama saat ikiyi geçmiş. iç hesaplar yaşamak için hiç uygun bir an değil. buraya kadar sıkılmadan okuduysan sevgili insan, sinsi olsan da seni seviyorum bilesin. benimki de böyle olsun artık, napalım.

4 confession:

Adsız | 20 Ekim 2009 18:42

canımı sıktın:ff batu arkadasıma katılıyorum git! evine git!!

mimmerve | 20 Ekim 2009 18:50

ben de seni anlıyorum! :-) çok ukala takılmanı öneririm.işe yarıyo. terbiyesiz yüzsüz felan ol...

nk | 20 Ekim 2009 20:16

isteyerek düşünmedim, yanlışlıkla aklımdan kaçtı.

Betül Ç. | 20 Ekim 2009 23:45

bu confessionsun yanında beğendi şeysi koysaydın çok kez beğenirdim. apaynı şeyler gecenin ikisinde veya daha ileri saatlerinde aklımdan geçmiyor değil. ben ama en çok teslim zamanında yemek yemeği unutup uykuma yenik düşerken teslim günü ilk teslim etmeye geleni hatta teslime saçını fönleyip şık giysilerle ve full makyajla gelen insanları düşünüp kıskanıyorum. herşeye vakit var da ben mi bulamadım diyorum.